KASTEN YARALAMA SUÇU – ETKİN PİŞMANLIK HÜKÜMLER –

KASTEN YARALAMA SUÇU – ETKİN PİŞMANLIK HÜKÜMLER –

SANIĞIN SAĞIR VE DİLSİZ OLMASI – ADLİ PARA CEZASI

Özet: Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde; 
Sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nin 51. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu tartışılırken sanığın pişmanlık duyduğu ve bir daha suç işlemeyeceğine dair kanaatin hasıl olmadığı belirtildiğinden ve kasten yaralama suçu için de hükümler arasında çelişkiye neden olunmaması için TCK’nin 51. maddesinin uygulama koşulları gerçekleşmeyeceğinden, tebliğnamedeki (3) numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas-2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
 
T.C.
Yargıtay
3. Ceza Dairesi
E: 2016/18263 K: 2017/10475 K.T.: 11.09.2017
 
“İçtihat Metni”
 
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
 
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) Sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan hükümde 5237 sayılı TCK’nin 51. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağı hususu tartışılırken sanığın pişmanlık duyduğu ve bir daha suç işlemeyeceğine dair kanaatin hasıl olmadığı belirtildiğinden ve kasten yaralama suçu için de hükümler arasında çelişkiye neden olunmaması için TCK’nin 51. maddesinin uygulama koşulları gerçekleşmeyeceğinden, tebliğnamedeki (3) numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas-2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümler iptal edilmiş ise de, bu husus infaz aşamasında dikkate alınabileceğinden bozma nedeni yapılmamıştır.
Yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Sanığın kasten yaralama suçundan TCK’nin 86/1, 86/3-e, 87/1-d-son, 33/1. maddeleri uyarınca tayin olunan cezasından TCK’nin 62. maddesi uyarınca (1/6) oranında indirim uygulanırken hesap hatası yapılarak 2 yıl 9 ay 10 gün hapis cezası yerine 2 yıl 9 ay 20 gün hapis cezasına hükmedilmesi suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, ancak bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden
CMUK’un 322. maddesi gereğince, sanık hakkındaki hükümde TCK’nin 62. maddesinin uygulanmasına ilişkin paragrafta yer alan “..20..” ibaresi çıkartılarak yerine “..10..” ibaresinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2) Sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) Suça konu bıçak üzerinde 21.10.2014 tarihli yapılan bilirkişi incelemesinin kanaat verici olmaması gözetilip, bıçağın 6136 sayılı yasa kapsamında yasak niteliğe haiz olup olmadığı hususunda Emniyet Kriminalden veya Adli Tıp Kurumundan rapor alınıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekirken, yetersiz bilirkişi incelemesine dayanılarak yazılı şekilde hüküm kurulması,
b) Sanığın sağır ve dilsiz olması nedeniyle görevlendirilen tercüman bilirkişi için takdir edilen ücretin sanıktan tahsiline karar verilemeyeceğinin gözetilmemesi,
c) Katılanın duruşmada kendisini barodan atanan vekil ile temsil ettirdiği gözetilmeksizin, sanık aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi,
Kabule göre de;
d) 6136 sayılı Kanunun 15/1. maddesinde temel adli para cezasının 25 günden az olamayacağı belirtildiği halde, adli para cezasının gün olarak belirlenmesi gerektiği gözetilmeden doğrudan 3000 TL adli para cezasına hükmedilmesi,
e) Sağır ve dilsiz olan sanık hakkında 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan ceza tayin edilirken 5237 sayılı TCK’nin 33/1. maddesinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
f) 28.06.2014 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 81. maddesi ile 5275 sayılı Kanunun 106/3. maddesinde; “Hükümlü, tebliğ olunan ödeme emri üzerine belli süre içinde adli para cezasını ödemezse, Cumhuriyet savcısının kararı ile ödenmeyen kısma karşılık gelen gün miktarı hapis cezasına çevrilerek, hükümlünün iki saat çalışması karşılığı bir gün olmak üzere kamuya yararlı bir işte çalıştırılmasına karar verilir. Günlük çalışma süresi, en az iki saat ve en fazla sekiz saat olacak şekilde denetimli serbestlik müdürlüğünce belirlenir. Hükümlünün hakkında hazırlanan programa ve denetimli serbestlik görevlilerinin bu kapsamdaki uyarı ve önerilerine uymaması hâlinde, çalıştığı günler hapis cezasından mahsup edilerek kalan kısmın tamamı açık ceza infaz kurumunda yerine getirilir.” şeklindeki düzenlemeye aykırı olarak, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde verilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceğine karar verilmesi,
g) Anayasa Mahkemesi’nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas-2015/85 karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 6723 sayılı Kanunun 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, 11.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi